21 Mart 2013 Perşembe

Aşıklık Geleneği ve "Bir Taş Attım"

"2011 yılında oluşturduğumuz ve miskal i zerre de olsa edebi değeri olduğunu düşündüğüm "bir taş attım"" isimli kitapçığımızı burada yayınlamaya karar verdim. Okuyanın "tüh reziller" dememesi tek dileğim. Şaka bir yana atışma gibi maharet isteyen bir konuda bir şeyler yapınca insan ister istemez tedirgin oluyor. Netice itibariyle nice büyük aşığın nice ince ve manalı atışmasının yanında bizim yaptığımız atışma muhtemelen kaba görünecektir. Fakat iyi niyetle yapılan bir çalışmanın zararlı olmayacağını düşünüyor, hassas gönüllerden hoşgörü talep ediyorum."

Bu kitapçık, halk kültürünün en önemli öğelerinden olan aşıklık geleneğinin yaşaması adına, bu geleneğe sahip çıkmayı amaçlayan gençler tarafından oluşturulmuştur. Bilindiği gibi bizim kültürümüzde şiir, uzun yıllar sözlü bir şekilde devam etmiştir. Parmak hesabı da denilen hece ölçüsünün kullanıldığı bu şiirler, göçebe yaşam koşullarının etkisi ile sözlü gelenekte kendilerine yer bulmuşlar, aynı zamanda cönklere kaydolunarak, günümüze kadar taşınabilmişlerdir. Geçmişten bugüne kadar gelen bu geleneğin, her zaman -farklı adlarla da anılsa- icracıları vardır.

Yıllar içerisinde kam, baksı, ozan, aşık gibi değişik isimlerle anılan bu icracılar, çeşitli müzik aletleri ile bu şiirleri söyleyip halkın kültür hafızasına yerleştirmiş ve günümüze kadar getirilmesini sağlamıştır. Kamlıktan başlatabileceğimiz bu icra ehli, halkın ihtiyaçları ve istekleri doğrultusunda, şiir icralarını ve kendi vasıflarını değiştiregelerek zaman içinde değişik vasıflara sahip olarak, değişik isimlerle anılmıştır.

İşte aşık dediğimiz kişi ise günümüze en yakın halk şiiri icracısıdır. Yerleşik yaşama geçmiş ve belli bir maddi ve teknolojik seviye gelmiş toplumumuzun bu alandaki ihtiyacına cevap veren aşık, önü alınamayan teknolojik gelişmeler ve toplumun şiire verdiği önemin azalması sebebiyle halk nazarında gün geçtikçe itibarını kaybetmektedir. Yüzyıllar boyunca birçok büyük aşık yetişmişken, 21. yüzyıla geldiğimizde eskisi kadar çok ve önemli aşık yetişmediğini görüyoruz. Son yıllarda büyük aşık diye adını sayabileceğimiz Aşık Şenlik, Sümmani, Aşık Veysel, Murat Çobanoğlu, Şeref Taşlıova ve Yaşar Reyhani gibi isimler dışında kalan aşıklar yeterince tanınamamış ve ilgi görmemiştir.

İşte bu ortamda üzerindeki ilgi azalan bu geleneğe sahip çıkmak isteyen bizler ( Aykut, Mutlu, Musa) sanal ortamda ve tamamen doğaçlama olarak başlayan, bu geleneğe uygun atışmalarımızı bu küçük kitapçıkta topladık. Tabi ki büyük aşıkların ürünlerinin inceliğinde bir atışma olmadığının farkındayız. Maksadımız bu geleneğin ürünlerinden ortaya koymuş olarak, azalan ilginin artmasına küçükte olsa bir katkı yapmak.

Kitapçıkta biri plansız, biri planlı olarak iki atışma yer alıyor. İlk atışmanın başlangıç kısmı ne yazık ki elde değil. Bu atışma genellikle taşlama şeklinde ve arada seyirci diyebileceğimiz insanların da yorumları mevcut.
Orjinalliğini bozmak istemedik ve aradaki yorumları da aynen aldık. İkinci atışma ise planlı olarak başladıysa da taşlama bölümünde yarıda kesildi ve kitap içinde bu şekli ile mevcut. Ayrıca atışma esnasında akışa daha sağlıklı bakmak adına gerekli açıklamaları yazmaya çalıştık. Umuyoruz eli yüzü düzgün bir iş çıkarabilmişizdir.

Bu vesile ile aşıklık geleneğine hizmet etmiş bütün aşıkların, rahmete ermişlerine rahmet, yaşayanlarına selametlikler dileriz.

Son olarak bu çalışmanın vücuda gelmesinde ki yardımları için Muhammet Keklik’e ve atışmalar boyunca bizi takip edip moral veren tüm arkadaşlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Aykut ASLAN (Aykudi)
Mutlu AKGÜN (Hercai)
Musa ARSLAN (Arslan Bey)


Balıkesir
2011








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder