27 Mayıs 2015 Çarşamba

Hu Hu Yahut Dimitri'nin Gelişi



onca kış kıyamet içinde o postallarını giyip yanıma geldin,
sağ ol diyeceğim amma utanıyorum ey koca gözlü dimitri.
benim adı dimitri olan ilk arkadaşım sensin ve sanılan aksine,
rus yahut bulgar değilsin ki bu ben gibi sıradışı bir adam için,

çok sıradan...

isimleri ahmet, ali, ayşe, fatma olanlar alınmasın amma,
ben en çok onların adını anmakla hata etmişim ömrüm boyunca.
ve dimitri sen gibilerini hor değilde zor görmüşüm geçmiş zamanda,
bir nevi yanıbaşımdaki bulutlar saklamış güneş gibi koca gözlü,

dimitrileri...

bir zaman sembollerdi en yanı başımda bağdaş kurup oturan,
pi sayısı ile ne olacak senin bu gelmeyen sonun muhabbetini,
karşıdan bakan sıfatların gözetiminde gerçekleştirmiş biriyim sonuçta.
ve dimitri aramızda kalsın ama deli diyorlarmış hakkımda,

sağda solda...

zuhur kelimesine bayılıyorum, antartika demek kadar haz verici değil mi,
bak dene istersen zu-hur, harflerin yerini değiştirisen huzur bile olur,
yoksa o yüzden mi bu sevgim, yaşa be dimitri sen ne iyi birisin,
içimi sana dökerken bile dahi kendimi anlamama yardım ediyorsun,

çıkarsız...

kış mevsimi dimitri, en çok devletin bekasını düşündüğüm zaman dilimi,
düşünsene her yer bembeyaz ve isyan edilesiye temiz ve berrak.
devlet, ki toplumsal yaşamın ortaya çıkardığı bir kurum belki,
bekasını ancak bu mevsimde kaybedebilir gibi geliyor bana

bakınca...

sözün özü diye bitirmeyi isterdim fakat özlü sözleri beceremem
o yüzden kaba saba ve modern bir şekilde sana veda edeceğim
şiir kalıbına soktuğum bu düzyazımın son dizesinde dimitri
kurtulamayacaksın benden,  düşündükçe yine sana geleceğim,

arz ederim.




13 Aralık 2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder