15 Kasım 2011 Salı

Surûri ve Şeyh Galib'e Dair


blogumda edebiyat ile alakalı ilk yazımı yazmaktayım şu an.
umuyorum sonuncusu olmaz.

efendim bahsedeceğim olay edebiyat tarihi içerisinde yer alan hoş bir atışmadan ibaret.
geçtiğimiz günlerde edindiğim muallim naci'nin "osmanlı şairleri" adlı eserine göz atarken ilgimi çeken bir olay bu.

edebiyata, divan edebiyatına az da olsa ilgi duyuyorsanız "şeyh galib" ismini duymuşsunuzdur muhtemelen. "hüsn ü aşk" isimli mesnevinin en güzel örneğini ortaya koymuş bir mevlevi dedesidir kendisi. genç yaşında hakkın rahmetine kavuşmuş bu zat, ardında çok güzel şiirleri içeren divan ve hoş bir (ilahi) aşk mesnevisi başta olmak üzere çeşitli eserler bırakmıştır.

işte divan edebiyatı geleneğinin son büyük temsilcisi olarak bilinen "şeyh galib" ilk dönem şiirlerinde "es'ad" mahlasını kullanırmış. fakat zaman içerisinde bu mahlasını değiştirmiş ve "galib" mahlasını kullanmaya başlamış.
yine o dönemlerde yaşamış ve tarih düşürme konusunda bir anlamda ustalaşmış "surûrî" bu durumu eleştirmek adına şöyle bir dörtlük yazmış;

"bilmem ey menhûs adın es'ad mıdır gâlib midir
zâtını ta'rif kıl kimsin kime mensûbsun
gerçi dersin şâirâna ben tegâlüb eyledim
piş-i erbâb-ı sühanda gâliba mağlubsun
"

yani şöyle demek oluyor;
" ey uğursuz, adın es'ad mı, galib mi bilmiyorum. kimsin, kime mensubsun, kendini tarif et.
gerçi şairlere üstünlük sağladım dersin ama galiba söz ehlinin önünde mağlubsun."


bu bir nevi giydirmeden sonrası ise tam anlamıyla iğneyi kendine batırmadan çuvaldızı başkasına batırma atasözünün uygulamalı gösterimi gibi.

"surûri" şeyh galib'e bu eleştiriyi yaparken bir şeyi atlamış a dostlar. o da şu ki, kendisi daha önce "hüzni" mahlasını kullanırmış. sonrasında mahlasını değiştirmiş ve "surûri" olarak bilinmiş, tanınmış.

işte bu durumdan haberdar bir şair ise (ismi bilinmiyor ne yazık ki) surûri'ye şöyle bir dörtlük ile cevap vermiş;

"mağrûrluğun olmasa da günden güne efzûn
şâyeste idi mahlâsın olsa idi gurûri
gâlib görünen es'ad'a menhûs diyorsun
hüzni'yi unuttun mu ne yaptın a surûri
"

bu ise;
" gururluluğun günden güne artmasa da, mahlasın gururi olsaydı çok uygun olurdu. galib görünen(hem mahlası kastediyor, hem de senden daha iyi bir şair, sana galip gelmiş anlamında kullanıyor) es'ad'a uğursuz diyorsun ama hüzni'yi unuttun mu, ne yaptın a surûri?" anlamına geliyor.

bundan sonra "surûri" cevap vermiş mi, kızmış mı bilinmez ama işte bu güzel atışma bizlere bir hatıra olarak kalmış oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder